Yaşar Kemal’in Çakırcalı Efe kitabını okudum. Çok beğendim.
Efelik kültürünü, Osmanlı Devleti’nin dağılış dönemindeki Ege’yi anlatan güzel, kısa bir dönem ve kahramanlık romanı. Kitaptaki olayların geçtiği yerlere aşina olduğum için ayrıca severek, dikkatle okudum.
Kitabı okuduktan birkaç şeyi araştırdım. Şunları öğrendim:
- Çakırcalı Mehmet Efe için “yerli Robin Hood” diyebiliriz. Robin Hood mit, Çakırcalı Mehmet Efe gerçek bir tarihsel karakter.
- “Efe” kelimesinin kökeni muamma. Bir ihtimal Yunanca “éfivos” (έφηβος z) kelimesinden geliyor. Efivos, Antik Yunan’da “ergenlik ya da askerlik çağına gelmiş erkek” demek. Nedense efe kelimesini hep öz Türkçe diye düşünmüştüm. Ama Ege’nin tarihini düşününce aklıma yattı. Açıkçası bölgenin kültürel zenginliğini ve iç içe geçmişliğini yansıttığı için Yunanca’dan geliyor olma ihtimali hoşuma gitti.
- 20. yüzyıl sonlarında Osmanlı Anadolu’da ve özellikle Ege’de kırsaldaki yerel halk tarafından hiç sevilmiyor. Bu bölgelerde tam bir otorite boşluğu ve kendi kaderine terkedilmişlik var. 20. yüzyıl sonlarında artan efelik biraz da bu boşluğun sonucu.
- Efeler kadar, “yatak”ları da önemli. Yataklar, yerleşim yerlerinde (kitabın tabirine göre “düz”de) kalan zengin ve nüfuzlu kişiler. Efelerle yatakları arasında karşılıklı faydaya dayanan bir ilişki var. Yataklar için “efelerin sponsorları” diyebiliriz. Karşılığında efeler de yatakların kaba kuvvete dayalı işlerini görüyor. Bazı televizyon dizilerindeki “kodaman iş insanları” ve “mafyalar” arasındaki ilişkiye benziyor.
- Efelik kafamda romantikleştirdiğim kadar epik ya da olumlu bir kavram değilmiş. Efeler bir nevi eşkiya. Yargısız infaz, yağma, işkence ve öldürmek efeliğin parçası.
- O dönemde Ege’de Arnavutlar, Çerkesler ve Yunanlılar gibi farklı milletten insanlar da yaşıyor. Onlardan da dağda “efelik” yapan çeteler var. Ama kitap onlara “eşkiya, çete” diyerek efelerden daha düşük bir konuma koyuyor. Efeler ve “çeteler” bana çok farklı gelmedi açıkçası.
- “İzmir’in Kavakları” türküsü Çakırcalı Mehmet Efe için yazılmış. Çakırcalı’ya “Çakıcı” da deniyor.
Kitabı okuduktan sonra kitapta bahsi geçen lokasyonları isaretleyip şöyle bir harita olusturdum. Güzel bir bahar günü arabayla gezmeyi düşünüyorum.

Leave a comment